Telefonun masanın üzerinde duruyor. Ekran kapalı ama sen orada olduğunu biliyorsun. Bir anda ekran yanıyor: mesaj, bildirim, bir şeyler olmuş. Bakmasan bile zihnin oraya kayıyor. Peki bu durumda gerçekten ders çalışmak mümkün mü?
Kısa cevap: Evet, ama eskisi gibi değil.
Uzun cevap ise beynin bildirimlerle nasıl çalıştığını anlamaktan geçiyor.
Beyin Neden Bildirimlere Dayanamıyor?
Beynimiz tehditlere ve yeniliklere karşı aşırı duyarlıdır. Bildirimler de tam olarak bunu tetikler: “Yeni bir şey oldu.”
Bu, beynin dopamin sistemini harekete geçirir. Dopamin, motivasyonla ilişkilidir ama aynı zamanda dikkatin sürekli dağılmasına da neden olur.
Yani sorun senin “iradesiz” olman değil.
Sorun, beyninin bu uyarılara doğal olarak tepki vermesi.
“Bakmıyorum ki” Yetmiyor
Birçok öğrenci şöyle düşünüyor:
“Telefon yanımda ama bakmıyorum.”
Ancak araştırmalar gösteriyor ki telefon sadece aynı odada durduğunda bile zihinsel kapasitenin bir kısmını meşgul ediyor. Buna “bilişsel yük” deniyor. Beynin bir bölümü, farkında olmadan şu soruyla meşgul oluyor:
“Acaba yeni bir şey geldi mi?”
Bu da şu anlama geliyor:
Ders çalışıyorsun ama beynin %100 orada değil.
Sürekli Bölünen Dikkatin Bedeli
Bildirimlerle bölünen bir çalışmada:
- Konuya girmen daha uzun sürer
- Aynı konuyu tekrar tekrar okumak zorunda kalırsın
- Daha çabuk yorulursun
- “Ben zaten odaklanamıyorum” düşüncesi güçlenir
Bu noktada sorun ders değil, çalışma koşullarıdır.
Çözüm: Bildirimsiz Değil, Bildirimle Uyumlu Çalışmak
Gerçekçi olalım: Telefonu tamamen hayatından çıkarmayacaksın. O zaman çözüm, kendini zorlamak değil, beyni kandırmak.
İşte öğrenciler için uygulanabilir 3 küçük adım:
1. Bildirimleri Sustur, Telefonu Görünmez Yap
Sessize almak yetmez. Telefonu gözünden uzaklaştır. Çekmeceye koy, çantaya koy. Görmediğin şey zihnini daha az meşgul eder.
2. Kısa Ama Net Çalışma Aralıkları Belirle
“2 saat çalışacağım” yerine “20 dakika buradayım” de. Beyin, kısa hedefleri daha kolay kabul eder.
3. Bilinçli Bildirim Molası Ver
“Bu 20 dakika boyunca bakmayacağım, sonra bakacağım” demek beynin kaygısını azaltır. Yasak değil, ertelemeli izin veriyorsun.
Asıl Mesele Şu
Odaklanamıyor olman senin eksikliğin değil.
Sürekli uyarılan bir dünyada, dikkat artık özel bir beceri.
Bu beceri zorlayarak değil, doğru ortamı kurarak gelişir.
Kendine kızmak yerine koşulları düzenlediğinde, beynin de seninle iş birliği yapmaya başlar.
Unutma:
Sessiz bir beyin değil, daha az bölünen bir beyin ders çalışabilir.